16 Ekim 2011 Pazar

Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan - 14 Nisan 2011

Gazeteci Ahmet Şık ve Ertuğrul Mavioğlu'nun, yazdıkları "Ergenekon'da Kim Kimdir? Kırk katır Kırk Satır- Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" adlı iki ciltlik kitap nedeniyle yargılandıkları duruşma Kadıköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşma öncesinde "Gazetecilere Özgürlük" talebiyle Kadıköy Altıyol'dan adliye önüne kadar yürüyerek bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Ancak Ahmet Şık 'araç bulunamadı' gerekçesiyle duruşmaya getirilmedi. Dava, 13 Mayıs'a ertelendi.

Şık ve Mavioğlu, "Ergenekon'da Kim Kimdir? Kırk katır Kırk Satır-Kontrgerilla ve Ergenekon'u Anlama Kılavuzu" kitabı nedeniyle "soruşturmanın gizliliğini ihlal" gerekçesiyle, 4.5 yıl hapis istemiyle yargılanıyor.

"Yansak da dokunacağız"

"Ahmet Şık ve Nedim Şener'e özgürlük" diyen meslektaşları, çalışma arkadaşları ve sevenleri 12.30'da Kadıköy Altıyol'daki Boğa heykelinin önünde buluşup Kadıköy Adliyesi'ne yürüdü.

Yürüyüşe katılanlar, adalet arayışlarının simgesi olarak ellerindeki mumlar, fenerler ve lambalarla gerçeklerin aydınlatılmasını istedi. Yürüyüşte, ''Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan'', ''Ahmet, Nedim onurumuzdur'' sloganları atıldı.

"Şiirden, kitaptan bomba olmaz Başbakan"

Yürüyüşü gerçekleştiren gazeteciler adına basın açıklamasını okuyan gazeteci yazar Can Dündar, ''İleri demokrasi'' diye ifade edilen bir ülkede yaşanıldığını belirterek, 57'den fazla gazetecinin tutuklu olarak cezaevinde yattığını, 4 binden fazla gazetecinin de davasının sürdüğünü söyledi.
Şık ile Mavioğlu'nun kontrgerilla ve Ergenekon'u anlatan kitapları nedeniyle yargılandıklarını dile getiren Dündar, eserin iki yazarından biri olan Mavioğlu'nun yanlarında olduğunu, diğer yazar Şık'ın ise ''Bu kitaplarda deşifre ettiği Ergenekon örgütüne üye olmak'' iddiasıyla 6 Mart'tan bu yana cezaevinde bulunduğunu anımsattı.
Şık ile beraber tutuklanan gazeteci Nedim Şener'in de halen cezaevinde olduğunu ifade eden Dündar, iddia makamının ''elimizde deliler var'' demesine rağmen, henüz bu delillerin görülmediğini söyledi.
Dündar şöyle konuştu:
''Gazetelerin basılıp, bilgisayardaki dosyaların silindiği, basılmamış kitapların toplatılıp yok edildiği, telefonların dinlenip elektronik postaların izlendiği bir ülke, yalnız gazeteciler için değil, özgür düşünceye sahip herkes için güvenilir olmaktan çıkmıştır. Türkiye her geçen gün polis devleti haline geliyor. İtiraz eden herkesin Ergenekon, KCK ya da Devrimci Karargah bohçasına atılması memleketteki korku iklimini yaygınlaştırıyor'' şeklinde konuştu.
Dündar, ''Bir şiir okuduğum için beni hapse attılar'' diyen bir Başbakanın yönettiği bu ülkede, insanların kitap yazdıkları için cezaevine konulduğunu anlatarak, ''Biz Türkiye'nin karanlık geçmişinin aydınlatılmasını istiyoruz. Derin devletin tarihe gömülmesini istiyoruz. Darbelerle hesaplaşmak istiyoruz. Bir nebze olsun tereddüt duymadan... Ama bugün yapılanlar, Ergenekon-derin devlet yöntemlerinin hala kullanıldığını gösteriyor. Basın özgürlüğü herkese lazım. Adalet de herkese lazım olacak'' dedi.
Gerçeklerin aydınlatılmasını istediklerini, gerçek kişilerin gerçek suçları nedeniyle yargılanmasını beklediklerini de ifade eden Dündar, herkese eşit mesafede duran bir adalet istediklerini söyledi ve "Yansak da dokunacağız" dedi.

Yürüyüşe, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Başkanı Ercan İpekçi, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Sekreteri Tayfun Görgülü, Şık ve Mavioğlu'nun gazeteci arkadaşları ve onları destekleyenler katıldı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder