TGC yöneticilerinin Silivri Cezaevi'nde ziyaret ettiği gazeteciler Şık, Şener, Balbay ve Özkan meslektaşlarına "iddianamelere tarafsız ve dikkatle bakıldığında daha yazacak çok malzeme olduğunu fark edeceklerdir" diye seslendi.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) yöneticileri, Silivri Cezaevi'nde hapis yatan gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık, Mustafa Balbay ve Tuncay Özkan'a destek ziyaretinde bulundu.
TGC Yönetim Kurulu'ndan Turgay Olcayto, Ahmet Özdemir ve Gülseren Ergezer Güver'in yüzyüze görüştüğü Şık ve Şener ile duruşma salonundan telefonla görüştüğü Balbay ve Özkan, haklarındaki iddianamelerde doğru, somut, gerçekle ilişkili tek bir iddia bile bulunmadığını savundu:
"Dışardaki meslektaşlarımız, köşe yazarları iddianameleri iyi okusunlar. Dikkatle baktıklarında çok malzeme bulacaklar. Yüzlerce sayfalık iddianamenin içinin bomboş olduğunu, çeliştiğini, terörle, silahla, örgütle ilişki olduğunu gösteren tek satır bulunmadığını görecekler."
Şener: Bakan yanıt versin
* Adalet Bakanı Sadullah Ergin, 'Bu gözaltılar gazetecilikten değil. Sadece gazetecilikten alınırlarsa basına darbe olur' demişti. 134 sayfalık iddianamem açıklandı. Benim terörle, örgütle ilişkim olmuş mu? Yok. Hanefi Avcı'nın örgüt dokümanı denilen kitabı gerçekten örgüt dokümanı ise neden satışta?
* Gazetecilik mesleği yapılmasını engelleyen Terörle Mücadele Kanunu'nun (TMK) da değişirilmesi gerekiyor.
Şık: Cezevinde tecrit var
* Yüzlerce sayfalık iddianamede meslektaşlarımızın haber yapabileceği çok zengin malzeme var.
* Bir komplo sonucu hukuksuz şekilde içerde tutuluyoruz. Ziyaretçilerimizin dışında sadece Şener ve Doğan Yurdakul'la görüşebiliyorum. Burada tecrit var.Yasal olarak haftada 10 saat diğer tutuklularla sosyalleşme amaçlı zaman geçirme hakkımız olduğu halde 'suç türleri değişik. Can güvenliği sorunu olabilir' diyerek hukuksuz bir gerekçeyle bu hakkı kullanmamız engelleniyor. Ayda sadece dokuz saat bilgisayar kullanabiliyoruz.
* Hakkımızdaki yüzlerce sayfalık iddianamelere, elle savunma yazmak zorundayız. Öte yandan yemekler kötü. Sağlıklı beslenemiyoruz. Yasal dayanağını bilmediğim bu kural gereğince iç çamaşırı, çorap, havlu gibi kişisel eşyalarım cezaevine sokulmuyor. Daha ilginç olanı, bana yasak denen şort, başka mahkumlara serbest.
Balbay: Uluslararası hukuk hiçe sayılıyor
*Bu konuda yazı yazan meslektaşlarımız lütfen iyi okusunlar. Orada somut hiçbir suç yok. Örgüt bağlantısı yok.
* Gazetecilerin özgür çalışma koşullarıyla ilgili çok sayıda uluslararası görüş ve karar var ancak Türkiye bunu dikkate almıyor.
Özkan: Meslek örgütüm var yalnız değilim
* Özellikle burada yaşadıkça örgütlenmenin basın mesleğinde ne denli önemli olduğunu gördüm. Arkanızda meslek örgütünüz varsa kendinizi sahipsiz hissetmiyorsunuz.
- Bu habar Bizim Gazete'den kısaltılmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder